Alkol kullanımı dünyanın birçok yerinde yasak olmayan bir madde olduğu için tüketiminin oldukça fazla olduğu bilinmektedir. Her alkol kullanımını bozukluk olarak değerlendirmek doğru değildir. Bununla birlikte alkol kullanım bozukluğunun ve alkole bağlı sağlık sorunlarının ve ölümlerin giderek arttığı biliniyor.
Alkolün problem olmaya başladığı çoğu zaman anlaşılamayabilir. Kişinin zamanla alkol miktarını arttırmaya başlaması, belirlediği miktar ve süre konusunda kontrol kaybı yaşaması, alkol içmeyi bırakmak ya da kontrollü içme konusunda başarısızlık yaşaması, içmediği zamanlarda yoksunluk belirtileri göstermesi, alkolden dolayı iş, aile ve sosyal hayatını ihmal etmesi ve bütün zararlarına rağmen kullanmaya devam etmesi alkol kullanımının problem olmaya başladığı ve tedavi desteği alması gerektiği söylenebilir.
Alkol kullanım bozukluğu gösteren kişiler alkolü tamamen bırakma eğilimde olmayabilir ya da bunun mümkün olamayacağına inanabilirler. Bu durumlarda bağımlılık terapisti kişiyi motive ederek bu değişimin yollarını keşfetmesini sağlayacaktır. Değişimin ilk adımı kişinin yaşadığı probleme ilişkin farkındalık sağlamasıdır. Sonraki aşamalarda kişinin alkol kullanımını sonucu oluşan düşünce hatalarını anlaması ve bu durumlarda neler yapacağını bilmesidir. Bağımlılık davranışını tetikleyen duygular ve stresör faktörler tespit edilerek baş etme yöntemleri geliştirilir.
Kişi değişim sürecinin ilerleyen aşamalarında sosyal ilişkilerini onarma, sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirme, aktiviteler ve hobiler edinmeye başlamasına teşvik edilir. Kendisi için risk oluşturan ortam ve arkadaşlarla arasına mesafe koyması önemlidir. Sağlıklı beslenme ve uyku düzeni bu sürecin daha hızlı olmasını sağlayacaktır.
Alkol kullanmayı bırakmak kadar tekrar başlamamakta önemlidir. Bu nedenle kaymaya neden olacak riskler önceden tespit edilerek kişinin önlem alması sağlanmalıdır. Kayma gerçekleştiğinde ise kişinin en kısa zamanda tedavi ekibi ile iletişime geçmesi gerekmektedir.
Kişinin alkol kullanımını arttıran ya da alkol kullanımı sonucu ortaya çıkan psikolojik problemlerde bu süreçte terapi de gündeme alınır ve çözülmeye çalışılır.
Bağımlılığın yer değiştirmediğine dikkat edilmelidir. Kişi alkol kullanmadığı için başka madde ya da davranışların kendisine bağımlılık yapmayacağını düşünebilir. Beynin biyolojik olarak bağımlılığa yatkın olduğu unutulmamalıdır.
Aile ve güçlü bir sosyal desteğin tedaviye dahil edilmesi tedavi başarısını olumlu etkilemektedir. Bu nedenle aile bağımlılığın nasıl bir hastalık olduğunu ve kişiye nasıl destek olacaklarını bilmelidirler. Aile bireyleri kendini ihmal etmemelidir.
Alkol problemi olan kişinin adsız alkolikler (NA) gibi kendi kendine yardım gruplarına yönlendirilmesi ve bu sürecin birlikte yönetilmesi de önemlidir. Kişi burada kendisi ile benzer problemi olan bireylerle tanışacak ve deneyimlerinden faydalanacaktır.
Kişinin alkol ile birlikte geliştirdiği olumsuz (yalan söylemek, gizlemek, kötüye kullanmak vb) davranışlarına değişimle birlikte bırakması, verdiği zararlardan dolayı sorumluluk alması ve dürüst olması önemlidir. Geçmiş ve gelecekten çok şimdiye odaklanmak sürecin olumlu ilerlemesini sağlayacaktır.